Hadi o
zaman ben yine başlayayım yazmaya. Yazacak neyim varsa, neyi yaşayıp, neyin
söylenmesi gerekiyorsa.
İçimin taa
derinlerine inerek yazacağım.
Hani bazen
ne olduğunu bilemezsin ya, içine bir şey oturur, elini atarsın ama ulaşamazsın.
Çok yakınında hissedersin. Bir boşluk kaplar her yerini, sonra boğazında bir
düğüm oluşur, yutkunamazsın, burnunda bir sızı oluşur ve bir damla gözyaşı akar
gözünden.
İşte öyle bir
şey.
Anlamsız
bir şey. Saçma bir şey.
Bazen
doğmak bile acı gelir sana. Bile bile yaşarsın, adımını atarsın bir boşluğa. Tutamazsın
kendini, ümit edersin olsun diye.
Mutluluğun
daim olsun istersin. Hiç bitmesin istersin. Ama bilemezsin ki canını en çok
acıtan şeyi istediğini.
Yaradan’dan
en zorunu istersin, mutlu olmayı…
Mutluluk
bile bazen boğar seni. Yeniden doğmayı isteyerek bir hayata, yeni bir hayata
başlangıç yapmayı istersin.
Hani bazen
ne olduğunu bilmezsin, içini bir mutluluk kaplar. Onunda bir gün biteceğini
hissedersin. İşte o daha çok acı verir sana.
Ellerin
titrer o mutlulukla. Olmayacağını, acı vereceğini bile bile o mutluluğu
istersin.
Zamandır
derler en büyük ilacın. Ama bilmezler ki o zaman bazen senin en büyük
düşmanındır.
Bazen de
gitmek istersin, uzaklaşmak istersin yaşadığın bu hayattan, şansın olmasa da
gitmek istersin, sonsuz bir yolculuğa. O yolculukta tek bir anahtarın, tek bir
şansın ve tek bir mutluluğun olur.
Senin de
tek olduğun gibi.
Yanarsın,
yüreğinin en derininde. Kapılarını kapatırsın.
Kimseyi
almak istemezsin.
Tek
kalırsın, sonsuzluğunla, mutsuzluğunla, hayallerinle ve son şansınla.
Sonsuzluğun
nedir ki? Senin için…
Mutsuzluğun,
mutluluğunun içinde bile varsa,
Hayallerinin
olup olmayacağından bile emin değilken,
Son
şansının olması bu üçünün varlığının devam etmesine yardım edebilir mi?
Yaşamak dediğin
nedir ki?
Sen bunca
şeyleri yaşayıp, yapamadıktan sonra.
Gitti mi
gidiyor zaman, hayaller, sonsuzluk, şansın ve mutluluğun.
Bir daha
yakalayamadığın o boynu bükük mutluluğun bile bırakıyor seni. Sana çok çok
fazla geliyor.
Düşündüğün
şeylerin hiçbiri senin yüreğine sana sahip çıkamıyor.
Yalan
geliyor yaşadığın hayat. Yalan geliyor mutluluğun inandığın beden ve ruh.
Bazen
diyorsun ki içindeki her şeye bitsin.
Bu acı, bu mutsuzluk, yüreğinin tak dediği
yerde her şey yeniden başa sarıyor. İçindeki ruh bile bu bedene ağır geliyor.
Kalbini
bile taşıyamayacak noktaya geldiğinde, aklın ve kalbin ayrı düşünüyor.
Kim var
yüreğinin yanında, içinde ve benliğinde.
Adadığın ne
varsa yalan oluyor. İnandığın kim varsa çekip gidiyor.
Yine tek
yaşamaya mecbur kalıyorsun.
Kimse yok
hayatında, ne olumlu bir düşüncen ne de olumsuz bir hayatın… Bunca negatiflik
bile bırakıp giderken seni, sen daha kimi neyi neden istiyorsun ki?
Bazen o
kadar saf oluyorsun ki, yüreğin ve kalbin bile kandırıyor seni.
Bak şimdi
yine teksin. Alışıyorsun, buna da alışıyorsun. Çünkü alışmak zorunda olduğun
bir sen varsın.
Sen teksin.
Tek
yaşamaya mecbursun…
Aşkın
varlığından bi haber yaşamaya devam etmek bile seni yorarken sen hala şansın
varlığına inanıyor musun?
Kullanmadık
kaç şansın var? Kullanabildiğin?
Olacak
dediğin ve olmasını istediğin?
Uzaklarda
beklediğin şansın, bırak uzaklarda kalsın. Gelmeyeceğini düşünerek mutlu olmaya
karar ver…
Belki bulur
dediğin o şansın beni bulmasını dileyerek geçirdiğim yanlış zamanda,
üzülebilme
ihtimalimi de düşünerek yaşamaya karar verdim bu gece…
1.ve 2.
Şansım bitti. 3. Şansım son kez beni bulacak
Ve o
şansımın son olmasını diliyorum. Son olduğunu biliyorum.
Şansımın
sonsuzluk, mutluluk, sevgi, inanç ve temiz bir hayat getirmesini diliyorum…
Sevgilerimle...
Sevgiyle kalmanız dileğiyle. Bol şanslar...
tebrikler...
YanıtlaSil