13 Mart 2013 Çarşamba

SON ŞANSIM...


Hadi o zaman ben yine başlayayım yazmaya. Yazacak neyim varsa, neyi yaşayıp, neyin söylenmesi gerekiyorsa.
İçimin taa derinlerine inerek yazacağım.

Hani bazen ne olduğunu bilemezsin ya, içine bir şey oturur, elini atarsın ama ulaşamazsın. Çok yakınında hissedersin. Bir boşluk kaplar her yerini, sonra boğazında bir düğüm oluşur, yutkunamazsın, burnunda bir sızı oluşur ve bir damla gözyaşı akar gözünden.
İşte öyle bir şey.
Anlamsız bir şey. Saçma bir şey.

Bazen doğmak bile acı gelir sana. Bile bile yaşarsın, adımını atarsın bir boşluğa. Tutamazsın kendini, ümit edersin olsun diye.
Mutluluğun daim olsun istersin. Hiç bitmesin istersin. Ama bilemezsin ki canını en çok acıtan şeyi istediğini.
Yaradan’dan en zorunu istersin, mutlu olmayı…
Mutluluk bile bazen boğar seni. Yeniden doğmayı isteyerek bir hayata, yeni bir hayata başlangıç yapmayı istersin.

Hani bazen ne olduğunu bilmezsin, içini bir mutluluk kaplar. Onunda bir gün biteceğini hissedersin. İşte o daha çok acı verir sana.
Ellerin titrer o mutlulukla. Olmayacağını, acı vereceğini bile bile o mutluluğu istersin.
Zamandır derler en büyük ilacın. Ama bilmezler ki o zaman bazen senin en büyük düşmanındır.

Bazen de gitmek istersin, uzaklaşmak istersin yaşadığın bu hayattan, şansın olmasa da gitmek istersin, sonsuz bir yolculuğa. O yolculukta tek bir anahtarın, tek bir şansın ve tek bir mutluluğun olur.
Senin de tek olduğun gibi.
Yanarsın, yüreğinin en derininde. Kapılarını kapatırsın.
Kimseyi almak istemezsin.
Tek kalırsın, sonsuzluğunla, mutsuzluğunla, hayallerinle ve son şansınla.
Sonsuzluğun nedir ki? Senin için…
Mutsuzluğun, mutluluğunun içinde bile varsa,
Hayallerinin olup olmayacağından bile emin değilken,
Son şansının olması bu üçünün varlığının devam etmesine yardım edebilir mi?
Yaşamak dediğin nedir ki?
Sen bunca şeyleri yaşayıp, yapamadıktan sonra.
Gitti mi gidiyor zaman, hayaller, sonsuzluk, şansın ve mutluluğun.
Bir daha yakalayamadığın o boynu bükük mutluluğun bile bırakıyor seni. Sana çok çok fazla geliyor.



Düşündüğün şeylerin hiçbiri senin yüreğine sana sahip çıkamıyor.
Yalan geliyor yaşadığın hayat. Yalan geliyor mutluluğun inandığın beden ve ruh.
Bazen diyorsun ki içindeki her şeye bitsin.
 Bu acı, bu mutsuzluk, yüreğinin tak dediği yerde her şey yeniden başa sarıyor. İçindeki ruh bile bu bedene ağır geliyor.
Kalbini bile taşıyamayacak noktaya geldiğinde, aklın ve kalbin ayrı düşünüyor.
Kim var yüreğinin yanında, içinde ve benliğinde.
Adadığın ne varsa yalan oluyor. İnandığın kim varsa çekip gidiyor.
Yine tek yaşamaya mecbur kalıyorsun.

Kimse yok hayatında, ne olumlu bir düşüncen ne de olumsuz bir hayatın… Bunca negatiflik bile bırakıp giderken seni, sen daha kimi neyi neden istiyorsun ki?

Bazen o kadar saf oluyorsun ki, yüreğin ve kalbin bile kandırıyor seni.
Bak şimdi yine teksin. Alışıyorsun, buna da alışıyorsun. Çünkü alışmak zorunda olduğun bir sen varsın.
Sen teksin.
Tek yaşamaya mecbursun…

Aşkın varlığından bi haber yaşamaya devam etmek bile seni yorarken sen hala şansın varlığına inanıyor musun?

Kullanmadık kaç şansın var? Kullanabildiğin?

Olacak dediğin ve olmasını istediğin?

Uzaklarda beklediğin şansın, bırak uzaklarda kalsın. Gelmeyeceğini düşünerek mutlu olmaya karar ver…

Belki bulur dediğin o şansın beni bulmasını dileyerek geçirdiğim yanlış zamanda, 
üzülebilme ihtimalimi de düşünerek yaşamaya karar verdim bu gece…

1.ve 2. Şansım bitti. 3. Şansım son kez beni bulacak
Ve o şansımın son olmasını diliyorum. Son olduğunu biliyorum.

Şansımın sonsuzluk, mutluluk, sevgi, inanç ve temiz bir hayat getirmesini diliyorum…

Sevgilerimle...
Sevgiyle kalmanız dileğiyle. Bol şanslar...


1 yorum: