28 Temmuz 2012 Cumartesi

BİTMİŞTİR PİNOKYO !




Ve artık bir bitişin yeni bir başlangıcındayım…

Dilek tutmadan, hayal kurmadan, yıldızlara bakmadan, doğan güneşe bakmadan, temiz havayı solumadan başlayan günlere hadi bir merhaba diyelim…

Bir varmış bir yokmuş

Solumda dermanım kalmasa da, durdum düşündüm. Yaşanmışlıkların acısı daha bir koyarmış insana. Şimdi ne bir dileğimdesin, ne bir huzurum da, nede hayalimde. İnsanın Kendisini avutması herhalde böyle bir şeymiş.

Evvel zaman içinde, gelmiş ve durmuş zaman içinde…

Bir de bakmışsın ki zaman durmamış ve duran senmişsin. İşte bu karmaşıklığı anlamak kadar zor muş sevmek, İnanmak, beklemek, sabretmek. Zamanın akmasını bir ağaç gibi beklemek. Üşenmeden yılmadan.

Sonra bir bakmışsın ki, ağacın dalı gibi senin boynunda bir yerden bükülmüş. Kırılmış.

Ne büyük salaklık değil mi? Sonunu bile bile Aptalı oynamak. Ne büyük hacet Allahım !

Hayatını bir düzene bırakıyorsun ve o düzenin akışına kapılıyorsun ardından kör oluyorsun. Sonra dünyan başına yıkılıyor bir anda ve bir bakıyorsun ki kaybettiğin sadece senin ömründen giden bir zaman…

Geriye bir daha getiremeyeceğin zaman ve bunun yanında arkadaşlıkların, dostların, gitmediğin yerler, kendini kısıtladığın her şey.

Dünya yansın koyuveriyorsun  bir tarafa.

En kötü kararlardan beterdir kararsızlık. Kafandaki o soru işaretleri seni her gece kemiriyor, düşüncelerin birbirine karışıyor ve bir bakıyorsun ki güneş doğmuş. Dedim ya doğan güneşi bile gözün görmüyor ve işte insan böyle Aptalı oynuyor !

Hee tabi birde elinde kalan birkaç fotoğraf karesi. Günler geçmek bilmez. Tek tek sayarsın günleri, saatleri, dakikaları ve bir zaman sonra aylar ve yıllar gelir. Dersinki vay bee, geçen yıl şöyle şöyle olmuştu diye. O zaman kaybının ne büyük olduğunu anlarsın. Yaşının verdiği tüm güzellikleri insan karşısındakine verir ve yine Aptalı oynar.





Bir mekanizma işte insan bedeni ve beyni. Kullanmayı bilene ne güzel oysa değil mi?

Ardından başlar eş dost iyi misin?  demeye, senin kafanı sallayıp 32 dişini birden göstermeden gülümsemeye çalışğın bir dudak genişliği insanları hemencecik tatmin eder.

Vee Pinokyo olursun bir anda. Herkese boş boş gülersin, aklın arkadaşlarının sohbetinde değil havalardadır. Soru işaretleri devam eder. Bunalım takılırsın, saçma sapan müzikler dinlersin. Hayatında hiç duymadığın bir ses bir sanatçı seni alır götürür en derinlere.

Haydaa dersin yinemi başa döndük ! başa dönmezsin işte bittiğin yerin başlangıcındasındır.

Kendi kendine ne oluyor bana dersin, dinlediğin müzikten anında sıyrılıp eski haline dönmeye çalışırsın. Ama işte bilmezsin ki eski halini çoktan kaybettiğini.

Bilinmezlikler içinde yuvarlanıp gidersin.

Şarkılar seni mest eder, beddualar edersin, sonra aynaya bakıp bu sana yakışmıyor diyip dik durmaya çalışırsın.

Yapabilir misin gerçekten de söylesene bittiğin yerden yeni bir başlangıca alışabilir misin?

Aynadaki yüzünü değiştirebilir misin?

Peki ya sağ elini sol elinle avutabilir misin?

Yaparsın çünkü artık bitişin yeni bir başlangıcındasındır…

Ve bitmiştir…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder