17 Ağustos 2011 Çarşamba

ÖLÜM SON DEĞİLDİR...

Ölüm herkesi korkutan ve sarsan bir durumdur. Ama ölümün önüne kimse geçemez.
İnsanoğlu anne rahmine düşer, gelişir, doğar, büyür ve ölür…
Ölüm korkutucudur. İnsanı yaralar, üzer, hırpalar. Ama hiçbirimiz ölümsüz değiliz bu hayatta elbet bir gün öleceğiz…
Ölüm de yaşamın bir parçasıdır, fakat biz bu kültürde genellikle bu konudan kaçınıp, onu inkâr ediyoruz. Özellikle de medya ölümü o kadar korkunç ve acı gösteriyor ki ölüm insan doğasının dışında bir şey halini alıyor. Ölüm büyükanne ve büyükbabalar için yaşlanma sonucu doğal bir şekilde gelse bile, çoğunlukla evden ve çocuklardan uzakta oluyor.
Bu duyguyu çok iyi bilirim. Dedemi çok ufakken kaybetmiştim. Onu öyle çok seviyorum ki, aradan zaman geçmesine rağmen onunla olan hiçbir anımı unutamıyorum… Bazen de çok ama çok özlüyorum…
Bu durum çocukların sağlıklı bir ölüm anlayışı edinmelerini zorlaştırıyor. Ölümü ve ölme olgusunu kabullenmek hayatı zenginleştirebilir.
Asla, ölümü çocuklardan gizlemeye çalışmayın. Ölmek üzere olan insanlardan açıkça bahsederek ve çocukları ölen kişiyle konuşmaya yüreklendirerek bunun hayatın bir parçası olduğunu öğretin…
Ölen kişinin arkasından yapılan şu yoruma; çocuğum o bizi uzaklardan izliyor olacak… Gibi bir şeye inanmaz. Hele de çocuklar J
Özellikle onlara yakın insanların ölümünden konuşulmasına çocukların da katılmalarına izin verin, böylece daha kesin bir anlayış edinebilirler.  Onları cenazelere ve ölüyü bekleme toplantılarına ve mezar ziyaretlerine de götürebilirsiniz. ( Bunlar sadece benim fikirlerim)
Bir ev hayvanı öldüğünde, çocukların onu uygun bir şekilde defnetme planı yapmalarına yardımcı olun. Bunu, yaşamın bir parçası olan ölüm kavramını tartışmak için bir fırsat olarak kullanın.


Çocuklar şiddetli bir ölüme şahit olduklarında, onlarla korkularını ve endişelerini açıkça konuşmalısınız.
Benimle kimse konuşmamıştı. Kendimi oldukça yalnız hissetmiştim…
O kadar kırılgan hissetmemeleri için onlara bir takım kaynaklar bulmalarında yardımcı olun. Bunlar dua etmeyi, günlüklerine hissettiklerini yazmayı, resim çizmeyi, aile üyeleri ve arkadaşlarıyla konuşmayı içerebilir.
Ölüm kaygısı çocuğu olumsuz etkileyebilir. Siz sakin olmayı ve onunla sık sık sohbet içerisinde olmayı denemelisiniz.
Çocuklar ölümün yaşamın bir parçası olduğunu ve gelecekle ilgili korkularıyla, alacakları destek ve cesaret sayesinde, yüzleşebileceklerini öğrenebilirler. Sarsıcı olaylarla başa çıkabilmeleri için birçok kişisel dayanakları vardır. Ölümün yaşamın bir parçası olduğunu bildiklerinde hayata daha çok değer vermeyi de öğrenebilirler.
Son olarak, her gününüzü o gün sonmuş gibi yaşamayı deneyin ve her zaman daha mutlu olduğunuzu göreceksiniz…
Şu da bir gerçek ki; ÖLÜM SON DEĞİLDİR…

SEVGİLER…
Mutlu Çocuk Öğrenir

1 yorum:

  1. caillou karekteri sağolsun.. diyorum ayrıca bence biz yetişkinler korkuyoruz ölümden ve dedik ya hani kaygılarımızı çocuklarımız hisseder işte onlar, bizim korkuyor olmamızdan dolayı korkuyorlar ölümden..ve elbette kolay olmasa gerek tek sığınakları olan ebeveynlerinin kaybı duygusu ve düşüncesinden etkilenmemek...bence abartısız bir yaşam,her durumda yaşam kolaylığı sağlıyor bireye..

    YanıtlaSil