26 Haziran 2011 Pazar

BIRAKIN SON SÖZÜ ÇOCUĞUNUZ SÖYLESİN

Birileri size bir şeyler söylediğinde siz yapmak istediğiniz için mi yaparsınız, yoksa mecbur olduğunuz için mi?
Ya da … yapmaz mısınız?
Düşünsenize başınızda sürekli ısrarcı birileri var ve size sürekli ne yapmanız gerektiğini söylüyor. Bir yerden sonra artık dur deriz bu duruma veya içten içe sinir oluruz.
İşte bende buna değinmek istiyorum.
Çocuğunuza siz evet diyorsanız, o hayır diyor. ‘’ Caddeye koşma ‘’ dediğinizde inatla koşuyor. Oraya gitme dediğinizde ısrarla gidiyor mu ?
Ve tabi sizde ne yapacağınızı bilmiyorsunuz.
Eminim ki uzun uzun oturup bu konunun analizini yapmamışsınızdır.
Bunun kısa bir açıklaması vardır.
Siz ve çocuğunuz kolaylıkla öç alma çabasına dönüşebilen bir güç çekişmesi içindesiniz.
 Ne kadar çocuğunuzu kendi arzunuz doğrultusunda zorlamaya çalışırsanız, o kadar size karşı koyacak ve her ikiniz de kırılmış olacaksınız. Diğerleri hayata kötümserlikle bakma eğilimi gösterirken, bazı çocukların iyimserlikle yaklaşma eğilimi vardır. Bir çocuk, özellikle elinde meleksi bir kardeşi varsa,
‘’ huysuz ‘’ ve ‘’ problem çocuk ‘’ olarak, bilinçsizce, aile içinde önem kazandığı ve bir yer edindiği kanısına varabilir.
Bu durumdaki çocuğu suçlayıp sorunu onda arayıp, problemli çocuk yaratmak yerine, yapacağınız ilk iş önce kendi davranışlarınıza bakmaktır. Asilik çoğunlukla, çocukları üzerinde aşırı derecede kontrollü ve koruyucu olan ebeveynlere verilen doğrudan bir cevaptır.
Çocuğunuz sizinle sürekli tartışıyor mu?
Yakında tartışmalarını uygulamaya döken biri olabilir. Eğer o sizseniz, bırakın son sözü çocuğunuz söylesin. ( Biliyorum ki bu düşünecebileceğinizden zordur. Deneyin.)
Çocukları anlamak istiyorsanız onların seviyesine inmek zorundasınız.
Çocuğunuzun dünyasına girin ve asiliğinin arkasındakileri öğrenebilmek için bazı tahminler yapın. Örneğin: ‘’ Seni kızdıran şey sana fazlasıyla patronluk tasladığımı düşünmen olabilir mi? ‘’ Genellikle çocuğunuzun hayatında onu asi davranışlara iten şeyleri kestirebilirsiniz. Çocuğunuzun, eğer ki doğru tahminler yaparsanız, kendini duyguları onaylanmış ve anlaşılmış hissedecektir. Yanlış tahminde mi bulundunuz tekrar deneyin. Bilmelisiniz ki her şey deneme ve yanılma yöntemiyle ortaya çıkar.
Kimi aileler dayakla anlatırlar bu durumu.
Bazı çocuklar dayağı yiyene kadar zorluk çıkartırlar. Sonra sakinleşirler. Dayak yiyene kadar sakinleşmemeleri öğretilmiştir onlara. Popolarına şaplak atmak yerine, ne kadar uğraşırsa uğraşsın, sakinleşene kadar onu kucağınıza oturtup sıkıca tutun. Yaşça daha büyük bir çocuksa eğer, ona şu şekilde de yaklaşabilirsiniz ‘’ Popona şaplak vuracak ya da sana dayak atacak değilim. Geçmişte bu yöntemleri kullandığım için üzgünüm ve ilişkimizi değiştirmek istiyorum. Yaptığın şeylerden hoşlanmıyorum fakat seni seviyorum ve birbirimizle kavga etmeyi bırakalım. Bunun yerine sorunları beraber çözebilelim diye yardımını istiyorum.
Unutmayın tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.


Çocuğa ne yapacağını söylemek yerine, ne yapılması gerektiğini sormaya çalışın. Genellikle bu, emirlerinize karşı gelmek yerine, çocuğu düşünmeye ve problem çözme gücünü kullanmaya davet eder.
Duygusal bir dürüstlük de size yardımcı olabilir.
Bu, çocuğunuzu nasıl işbirlikçiliğe çağırabileceğinizi öğrenmek için bir fırsattır. Onunla ne kadar konuşma yaptığınıza dikkat gösterin. Ona emirler mi yağdırıyorsunuz? Paylayıp, azarlıyor musunuz? Eylemde bulunmaktan çok konuştuğunuz için çocuğunuz bir ‘’ anne-baba duymazı ‘’olabilir J. Eğer ki sorun buysa daha az konuşun ve daha çok eylemde bulunun. Ciddi olmadığınız şeyi söylemeyin ve eğer ciddiyseniz, meseleye bütün dikkatinizi verin. Kastetmek istediğiniz şeyi yumuşak ve kesin bir yolla söyleyin, sonra söylediğiniz şeyi sonuna kadar tamamlayın. Siz eğer tereddüt yaşarsanız çocuk buna inanmaz ve sizi ciddiye bile almaz.
Eskiden annemde bana aynısını yapardı. Ogün sınavım varsa eğer eve geldiğimde daha kapıdan konuşmaya başlardı nasıl geçti? Yaptın mı hepsini? Kaç bekliyorsun? Bende her çocuk gibi içimden bir off çekerdim. Daha sorduklarının cevabını almadan da kendisi cevaplarını verirdi. Demek ki güzel geçmemiş. Yeterince çalışmamışsın….
Bunun aynısını bir seminerde Aşkım Kapışmak da anlatmıştı… ve sonradan düşündüm de demek ki tüm aileler aynı J
Çocuğunuza neyi anlatmak istediğinizden emin olun.
Karşı gelme alışkanlığı edinmiş bir çocuk için, onu eğitmeye zaman yaratın. Çocuğunuzun fikrini ve önerisini sorun.
‘’ Hayır Canavarı ‘’ na dikkat edin. Çocuğunuzun her soru soruşunda ya da bir istekte bulunuşunda hiç düşünmeden hayır mı diyorsunuz? İşte bunu yapmayın. Evet denilince neler olduğuna birlikte bakın.
Mücadele etmekten vazgeçmeyin. Mücadelenizi seçin ve bırakın o kadar da önemli olmayan şeyler devam etsin. Önemli olmayan konulara vaktinizi harcamayın.
Her zaman dediğim gibi kendinizi onlar gibi düşünün…
Ve bırakın bu kadar kısa bir hayat diliminde mutluluğu tatsınlar.
                   Çünkü Mutlu Çocuk Her zaman Öğrenir…!

                                       SEVGİLER…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder