25 Haziran 2011 Cumartesi

BEN BİR HİKAYE ANLATICAM

Bundan kısa bir zaman önce çocukların aslında ne kadar büyük bir oyuncu olduklarını öğrendim. Hayal dünyalarının çok geniş olduğunu ve bunun yanında da mükemmel bir rol yeteneklerinin olduğunu gördüm.
Yaşamak istediklerini aslında yaşanmış gibi anlatırlar. Çünkü onların dünyası sadece oyundan ibarettir.
Çocuk hiçbir zaman oyun oynamaktan bıkmaz. Oyunda sadece rol değiştirir.
Alırsınız çocuğu karşınıza o size anlatmaya başlar… devam eder devam eder…
Filmlerde bile olmaz anlattığı o ilginç hikâyeler.
Uzun zaman önce bir öğrencim gelip de bana, öğretmenim biliyor musun benim babamın silahı var ve adam vuruyor her gün, benim babamın işi avcı J dediği zaman çok gülmüştüm ve çok da üzülmüştüm.
Neden mi?
Gelin bunu hep birlikte öğrenelim…
Hikâyeler uydurma gerçek ve düş gücü birbirine karıştığı için çocukluğun ilk dönemlerinin doğal bir parçasıdır. Bundan tat alın ve hikâyenin bir parçası olun. Sonunda yaratıcı bir çocukla karşılaşabilirsiniz. Yalanlar uydurma, insanların gerçekle alay edileceğinden veya gerçeğin hafife alınacağından korktuklarında kullandıkları bir savunma mekanizmasıdır. Her mümkün olduğunda kurgulanan hikâyenin arkasındaki maksadı görmeye çalışın. Göze görünenden daha fazlası olabilir hikâyede. Konuşmalarına izin vermek yerine, onları yalanlamada ve umursamamakta aceleci olmazsak çocuklarımızdan öğreneceğimiz çok şey var. Çocuğunuz gerçekten size bir şeyler anlatmaya çalışıyor ve bunu başka türlü dile getirecek sözler bulamıyor olabilir. Bazı çocuklar diğerlerini etkilemek veya üzmek için hikâyeler uyduruyor olabilir, fakat bir sonuca varmadan çocuğunuzun iletmek istediği kayda değer bir şeyi varmış gibi davranın.
Sizlere önerilerim….
‘’ Bu doğru değil,‘’ demek yerine ‘’ Biraz daha bahsetsene ‘’ demeyi deneyin.
‘’ Gerçekten üzgün görünüyorsun. Benimle konuşmaya ne dersin ‘’ diyerek çocuğunuzun duygularına seslenin.
Çocuğunuzun size, ne olduğunu canlandırıp, göstermesini isteyin. Bilirsiniz ki çocuklar rol yapmayı severler.



Çocuklarınızın size gerçekten oyunlar oynadıklarını düşünüyorsanız, hikâyeler anlatmalarının bir sakıncası olmadığını, dinlemekten hoşlandığınızı hissettirin. Sizde masallar anlatabilirsiniz J.
Hatırlar mısınız çok eskiden ‘’ Yalancı Çoban ‘’ hikâyesini? Çocuğunuza da bu hikâyeyi anlatabilirsiniz.
Çocuklara, bazen diğer çocukların veya yetişkinlerin onlara, anne-babalarına bir şey söylememelerini tembihleyebileceklerini, fakat onların her durumda gelip size ne olduğunu anlatabileceklerini ve hiçbir şekilde başlarının belaya girmeyeceğini, onları hep seveceğinizi belirtin.
Özellikle yatma vaktinden önce, her gün çocuğunuzun sizinle konuşabileceğini bildiği bir vakit yaratmak için sırf onunla oyalanarak zaman geçirin.
Çocuğun dünyası bir oyun dünyasıdır ve hikâyeler düzme de bu dünyanın bir parçası olabilir. Her hikâye, uydurma bile olsa, içinde bir doğruluk değeri barındırır. İşe bu yüzden öğrencimin anlattıklarına üzülmüştüm. Acaba ne kadar doğruluk payı olabilir diye de düşünmedim değil.
Çocuklar yaratıcı olmanın bir sakıncası olmadığını ve hikâyeler uydurmakla gerçekler arasında fark olduğunu öğrenebilirler. Gerçekleri sıkılmadan söyleyebileceklerini ve ebeveynlerinin onların ne dedikleriyle ilgilendiklerini öğrenebilirler.
Biz büyükler bile bazen hikâyeler uydururuz…
Hikâye düzme, özgüveni olmayan insanların kendilerini yüceltme yoludur. Bu insanlar bazen tecrübelerine yalanlar katarak bazen de tamamen uydurarak ilgi çekebildiklerini ve kabul gördüklerini düşünmüşlerdir.
Az yalan söylenemez, yalan söyleyen her yalanı söyler. VICTOR HUGO    
                                        



                                        Sevgiler…

                                Mutlu Çocuk Öğrenir…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder